Konaklama sektörü uzun yıllar boyunca misafir konforunu, sürdürülebilirlikten bağımsız bir kavram gibi ele aldı. Şık sunumlar, bireysel hijyen kitleri, tek kullanımlık ikramlar ve özellikle şişelenmiş su, lüksün sembolleri arasında yer aldı. Ancak artık dünya başka bir noktada. Bugün, lüksün gerçekten sürdürülebilir olmadığı bir dönemin içindeyiz. Ve bu dönüşüm en görünür halini, en temel ihtiyacımız olan “su”da gösteriyor.

🌍 Plastik Gerçeği: Lüksün Bedeli Doğaya Yazılıyor
Bir otelin ortalama yıllık su şişesi tüketimi 100.000 adedi aşabiliyor. Bu şişelerin büyük bölümü yalnızca birkaç dakika için kullanılıyor ve doğaya terk ediliyor. Okyanusları, ormanları ve şehir atık sistemlerini dolduran bu plastiklerin yok olması için gereken süre 400 ila 1.000 yıl arasında değişiyor. PlasticsEurope raporlarına göre, dünya genelinde üretilen plastiğin yalnızca %9’u geri dönüştürülüyor. Kalan büyük çoğunluğu yakılıyor, gömülüyor ya da doğada kalıyor. Mikroskobik boyuta inen bu plastikler, sadece karasal sistemleri değil, deniz ürünleri, içme suyu ve hatta insan dokusunda bile tespit ediliyor (Science Advances, 2017).
Turizm sektörü, bu krizin hem parçası hem de çözüm alanı. UNEP (Birleşmiş Milletler Çevre Programı), turizm sektörünü dünya plastik atıklarının en büyük kaynaklarından biri olarak tanımlıyor.
📉 Plastik Sadece Çöp Değil, Sessiz Bir Maliyet Kalemi
Plastik şişeler yalnızca doğaya değil, otel bütçelerine de zarar veriyor. Şişelenmiş suyun satın alma, taşıma, soğutma ve depolama maliyeti düşünüldüğünde, her bir plastik şişe sessiz ama sürekli bir gider kalemi haline geliyor. Atıkların yönetimi de iş gücü, zaman ve lojistik gerektiriyor. European Environment Agency’nin 2022 raporu, tek kullanımlık plastiklerin alternatiflerine geçilmesiyle uzun vadede %50’ye varan operasyonel tasarruf sağlanabileceğini gösteriyor.
👥 Misafirler Değişiyor, Beklentiler Yenileniyor
Bugünün misafir profili yalnızca konfor değil, aynı zamanda çevresel değer arıyor. Özellikle genç kuşaklar, aileler ve kurumsal gezginler, çevre dostu tesisleri tercih ediyor. Yapılan anketlerde, konaklama tercihinde sürdürülebilirlik kriterlerinin fiyat kadar etkili olduğu görülüyor. Bir oteldeki plastik şişe artık sadece içme suyu değil, markanın çevreye karşı duruşunun bir göstergesi.
📜 Yasal Süreçler ve Sertifikasyonlar Yaklaşıyor
Avrupa Birliği 2021’de yürürlüğe koyduğu “Single-Use Plastics Directive” ile plastik çatal-bıçak, tabak ve şişeleri yasakladı. Türkiye, AB ile uyum süreci kapsamında benzer düzenlemeleri hazırlıyor. Oteller için şu anda bağlayıcı bir yasa olmasa da yakın gelecekte gelmesi muhtemel. Bununla birlikte, otellerin gönüllü olarak alabileceği sertifikalar — GSTC (Global Sustainable Tourism Council), LEED, Green Key, Sürdürülebilir Turizm Sertifikası — tek kullanımlık plastiklerin azaltılmasını temel kriter olarak sunuyor.
💡 Basit Ama Etkili Çözümler Mümkün
Plastikten kurtulmak radikal bir değişim gibi görünse de, küçük adımlarla büyük farklar yaratmak mümkün:
• Her kata sistem kurmak yerine, lobi, restoran ve fitness gibi yoğun alanlara birkaç akıllı dolum noktası yerleştirmek yeterlidir. • Oda içi cam sürahi ve bardaklarla su servisi plastik şişeye olan ihtiyacı ortadan kaldırır. • Islak zeminlerde kırılmaz, tekrar kullanılabilir bardaklar kullanılabilir. • Otel logolu paslanmaz mataralar hem fonksiyonel hem de markalaşma açısından değerlidir.
UNEP’in 2023 “Sustainable Hospitality” rehberine göre, bu tür uygulamalarla plastik tüketimini %60’a, karbon ayak izini ise %35’e kadar azaltmak mümkün.
🏆 Değişim Lüks Değil, Zorunluluk
Bugün plastiksiz su temini yalnızca bir çevre hareketi değil; marka itibarı, operasyonel verimlilik ve yasal uyumluluk açısından bir zorunluluk haline geldi. Otellerin bu değişime öncülük etmesi, sadece kendi gelecekleri değil, sektörün genel sürdürülebilirliği açısından da kritik.
Plastik şişeler sessizce otelinizde kalıyor olabilir. Ama her şişe, markanızın değerleriyle ilgili yüksek sesle bir şey söylüyor olabilir. Bu sesi kontrol etmek sizin elinizde.
Plastiksiz bir su deneyimi, artık bir trend değil; otellerin sorumluluğu ve sürdürülebilir geleceğinin anahtarıdır.